Son giydiğin gömlek belki de, bir hayli büyük geldi sana. Ne diyeyim Mesut Başkan; ben de Ben-i Adem’im. Seni hakikaten sanmışım..’
Son giydiğin gömlek belki de, bir hayli büyük geldi sana. Ne diyeyim Mesut Başkan; ben de Ben-i Adem’im. Seni hakikaten sanmışım..’
Karesi Belediyesi‘nin seçileli yaklaşık 4 buçuk aylık başkanı Mesut Akbıyık’tan bahsedeceğim size.
Dinçer Orkan zamanı yaratılan besleme basına Karesi halkının paralarını peşkeş çekercesine dağıtılmasına tepki gösterip, hukukçu kimliğiyle halkın çıkarlarını koruma noktasından hareket ettiğini düşünerek, basının kendi bağırsaklarını temizleme iradesi gösteremediği için bu temizliği yapmasından dolayı izlemiş olduğu yolun doğruluğunu defalarca önemseyerek kah canlı yayınlarımda dile getirdim, kah yaptığım yazılı yayınlarda. Doğru olanı yaptığı için Sezar’ın hakkı Sezar’a mantığıyla, hakkını teslim ediyorum.
Besleme basına karşı aldığı tutumdan kaynaklı olduğunu düşündüğümden olsa gerek halk toplantılarına giden basın temsilcilerini kabul etmeyişini de anlayışla karşılamaya çalıştım. Tercihini neden ve nasıl kullandığını tartışmam bile.
Lakin geçtiğimiz hafta içinde gazetecilik mesleğini sevda üzerine kurmuş, buradan ismini telafuz etmemin doğru olmayacağı noktasında siz değerli takipçilerimizin hak vereceğini umarak güvendiğim anlayışınızla, meslektaşımın bir buluşmayı takip etmek isterken, insan içinde hiç de yakışmayacak bir üslup ile buluşma yerinden rencide edilircesine uzaklaştırılmasına zemin hazırlamasından dolayı şaşkınım hatta kızgınım.
Besleme basına tepkini anlarım da küfesinde gazetecilik sevdasıyla her yere koşuşturmaya çalışan, sadece çok sevdiği mesleğini icra etmekten başka bir hedefi olmayan bir basın emekçisine sergilenen tavrı anlamakta zorlanıyorum.
Ne yaptı basın emekçileri sana Mesut Başkan? Seçim döneminde parmaklıklar ardında olduğum için her şeyi takip edemedim lakin cezaevine gelen yerel gazetelerin bazılarında hedef edilmeye çalışıldığını gördüm. Çünkü sana o eziklik içinde sormaya çalıştıkları konuları, ibanlarına paracıkları yatıranlara sormaya cesaret dahi edemediler yıllarca. Hadi bu türlere gösterdiğin tepkinin ve aldığın tutumun haklı bir yanı olsun. Sevdası gazetecilik olandan ne istedin? Elmalarla armutları aynı sepete koyarak yaptığın değerlendirmeler sana bir şey kazandırmadığı gibi daha yolun en başında senden dirhem dirhem çok şeyi alıp götürüyor bilesin.
Son yaptığınız muhtarlar organizasyonuna gelelim. Toplantıdan bana aktarılanlar arasında en can alıcı cümleyi yazayım da; gerisine neden değinmeye bile değmeyeceğini sen anla. Bir bayan muhtar, başka bir bayan muhtara aynen şu cümleyi kuruyor; “Bizi de dikkate alması için bizim de (bir bayan muhtardan bahsederek) bunun gibi yarı çıplak mı gezmemiz lazım?”
Bilerek ya da bilmeyerek, belki de farkında bile olmadan edindirdiğin intibanın seni hangi noktaya taşıdığını görebilmen için sana daha ne anlatabilirim ki..! Oysa sen tüm Karesi halkının şehrül emin ilan ettiği insansın. Az önce belirttiğim gibi bilerek ya da bilmeden birilerinin sana, diğer bazı bayan muhtarların kıstaslamasına göre daha fazla yakınlaşmasının en ufak etkileşimi bu olmuş.
Bundan sanırım 2 ay önceydi. Vaktiyle Balıkesir’in kolpacısının beni tuzağa düşürmek için kullanmaya kalktığı biri ile seçim döneminde ya da seçim kazandıktan sonra çekilmiş bir fotonun, sosyal medyada paylaşılmış olduğunu görünce, senin görev verdiğin bir müdüre bu foto konusunda seni bilgilendirmesi için yazıştım. Sonrasında beni aradın ve sana durumu net anlattım. Oysa senin bir anda, seni bilgilendirmek için ki; seni bir ağabey, bir baba gibi seven bir görev verdiğin insandan bahsediyorum, kalkıp O’na “Levent Mercan ile görüşmeyeceksin” demenin manası neydi? Bilmezsin belki ama o kardeşimizi senin yanında görev almadan önce görev yaptığı yerden beridir, sosyal medyada takip ederim. Kaliteli çizgisiyle, sergilediği onurlu duruşuyla her daim saygı duydum ve kendisine olur da bir gün görev yaptığın yerde, benim bir desteğim olacaksa seve seve hazırım demişliğim vardır. Ve yine bilmezsin ama bildiğini sandığın, yaşadığın sanrılarla tavır belirlediğin için bu cümleleri bu şekilde kurmak zorunda bıraktın beni Mesut Başkan; sosyal medyada tanıştığım günden bugüne hatta yazıyı yazıp paylaşacağım saniyeye kadar bir çay içimi bile yan yana gelmiş biri değilim. Edebiyle, onuruyla, görev bilinciyle takdir ettiğim insandan ötesi olmayan bir kardeşime kalkıp benimle görüşmeme emri verecek kadar ben sana hangi yanlışı yaptım?
Kaç sene öncesinde yaptığım ve senin de izlediğin bir canlı yayında, Süleyman Soylu’nun Ak Parti’den ayrılmasıyla ilgili bir değerlendirme yaparken, seninle de hiç bir zaman bir çay içimi bile biraraya gelmemiş olmama rağmen, senin hakkında yaptığım değerlendirme sonrasında, yayın biter bitmez beni telefonla arayıp teşekkür eden, beni çok iyi analiz etmişsin diyen sen değimliydin Mesut Başkan?
Ben vebalı falan değilim Mesut Başkan. Benimle görüşende covid çıkmıyor. Lakin başı dara giren birileri her defasında bana ulaşmayı alışkanlık ediniyor. Bugünler geçer be Mesut Başkan. Ben miniminnacık değerlendirmeler yaparak bir şeyleri özetleyerek, son dönemde yaşadığını düşündüğüm güç zehirlenmesi noktasında var olduğuna inandığım dostluk değerleri ile gönül rahatsızlığımı aktarıverdim. Şaşkınım, kızgınım ama nefret etmiyorum.
Senden önceki dönemde bas bas paraları Leyla’ya modunda haber servisçiliği yapıldığı, belediye basın birimi pırasa sapı gibi kesilen faturaları ödemekle yükümlü hissederdi kendisini. Oysa ben sana e-posta adresimi yollayıp, tek bir ücret talebim bile olmadan icraatlarınızın bana ulaştırılmasını talep ettim whatsapp yazışmamızda ama sanırım elmalarla armutları aynı sepette tutma kibrine siz daha yolun başında kapıldığınızdan, belediye başkanı mı yoksa kabzımal ya da manav tezgahçısı mı olduğunuzu şaşırmış gibi gösterdiğiniz yaklaşımın, sizden önceki dönemde nice yaşanmış ibretlik final sahneleri gözlerimden gitmek bilmiyor.
İnşallah temeli sitem olan, birazcık da mesleğimin getirdiği yasal haklarımdan kaynaklı yapıcı eleştirilerimden gerekli mesajları alırsınız. Doğru değerlendirirseniz kazanan siz olursunuz. Takdir sizindir.
Ha bir de şu sosyal medya yayıncılık işi sizin işiniz değil. Anladım gazetecilerden nefret noktasına gelmiş gibi tavır sergiliyorsunuz lakin toktikmidir tiktokmudur bu işlerden vazgeçin. O mecralar sarkık göğüslerini sallayıp takipçi kasarak para kazanma hayaliyle tutuşan, modası geçmiş teyzelerin adresidir. Herkes işini doğru yaparsa sorun olmaz Mesut Başkan. Belediye Başkanlığını yaptığım kadar yayıncılığı da yaparım deme inadınızdan dönmezseniz, birileri de çok yakında belediye nasıl idare edilir dersini size sosyal medya platformlarından vermeye kalkışabilir.
Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz.
Son bir husus da kendimden özür diliyorum. Seni hakikaten sanmışım.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)