Hava saldırılarına karşı savunma yapabilmek için amerikan üretimi demir kubbesini fazlaca güvendiği için fütursuzca katliam hatta soykırım yapan bir ülkedir İsrail.
Hamas’ın yaptığı saldırı sonrasında Gazze’de resmen bataklığa saplanmışlandığını kendileri de görüyor. Uzun soluklu yıllar sürecek bir direnişe karşı göreceksiniz hiçbir şey yapamayacak İsrail. Yaşadığım şehir olan Edremit’in yarısı kadar bir topraktan ibaret olan Gazze’nin yüzölçümü 360 km² olup tahminen 2 milyondan fazla Filistinli yaşıyor Gazze’de. Toprağın üstünde belki 250 Bin kadarını görebiliyorlar. İyi de kat kat toprağın altında inşa edilmiş Gazze gerçeği ile nasıl mücadele edebilir ki..? Zaman zaman görüyorsunuz deniz suyu basıyorlar tünellere. Akıllarınca tünellerde boğacaklar direnen Filistin halkını. Oysa o tüneller inşa edilirken bunların hepsi hesap edilmişti. Toprak üstünde gördükleri ne varsa yakıp yıkıyorlar. Yürüyen her canlıya ateş ediyorlar. Aldıkları her darbede daha da güçlenen Filistin direnişine karşılık İsrail’de psikolojik savaştan tükenme noktasına gelindiğini okyanus ötesinde de görenler var. ABD yönetim sistemi Siyonizm güdümlü işlediğinden doğru müdahale gerçekleştirilemiyor. Bu nedenle de İsrail ile birlikte saplandıkları Gazze bataklığında debelendikçe daha da batıyorlar.
İran’ın her daim İslam coğrafyasında İslam’a düşman ülke olduğu gerçeğini herkes anlamalıdır. En son Haniye suikastının İran’da yaşanması bir tesadüf değildi. Dünyanın en kuvvetli hava güçleri kendi ellerinde olsa da, demir kubbe gibi bir savunma sistemi ile kendilerini savunmaya çalışsalar da, kaçınılmaz gerçekten kurtulamayacaklar. İsrail diye bir devlet kalmayacak. Bugün savaşacak asker bulmakta zorlanan İsrail yönetimi Suriye’den PYD/YPG teröristlerini savaşçı olarak kullanmakta. Yarın tetik düşürecek terörist de bulamaz hale gelecek. Çünkü Suriye’de zafiyet gösterdiği anda Türk Ordusu PYD/YPG varlığını tamamen kaldırmış olacak. Bugüne kadar ciddi anlamda yani netice alabilecekleri bir kara harekatı bile yapamadılar. Az önce belirttiğim gibi Edremit ilçesinin yarısı kadar bir alanda henüz başarısı bile yok. Kendi şehrimden uyarlayacak olursak, Altınoluk’ta mevzilenmiş tanklarını daha Çamcı Köyüne bile yaklaştıramamış durumdalar. Hava unsurları ile sürekli şehri bombalamakla inançlı Filistin direnişini asla kırmayı başaramayacaklar.
Madalyonun diğer yüzü ise çok güvendikleri demir kubbe sistemi aslında çok kolay çökertilebilecek bir sistem. Hamas bu gerçeğin farkında ve İsrail’in daha da yıpranmasını istiyor. 3-5 Bin dolar bile etmeyecek uyduruk roketlerle milyon dolarlık savunma füzelerini ateşlettiriyorlar. Savaşın ekonomik bilançosu oluyor. Bugün dünyaya egemen Siyonist sermaye bile bu yükü en sonunda kaldıramaz hale gelecek. Nitekim ABD ekonomisi son FED faiz düşürme iradesi ile bu yükü kaldıramayacağının sinyalini verdi. İsrail’de kontrol altında tutmakta zorlandıkları ekonomi bir anda allak bullak olacaktır yakın zamanda. Türkiye’nin başlatmış olduğu adımlar süreç içinde genişleyecektir. Bu yüzden Türkiye üzerine olan rahatsızlıklarını sürekli alenen ifade etmekteler. Türkiye’nin bölgeye odaklanamaması için son yıllarda Türkiye ile fazlaca yakınlaştıklarını düşündükleri Sırbistan’da siyasi operasyona kalkışacaklar. Hedefledikleri Balkanlar’da yaratılacak istikrarsızlıkla Türkiye’nin enerjisini Balkanlara harcaması.
Irak yönetimi ile fikri anlaşma sağlansa da Irak merkezi yönetiminin Kuzey Irak’ta egemen olmadığı bir gerçek. Kerkük’te yaptıkları seçim faaliyetlerinin altında Türkiye’nin gücünü bölgede kırabilmek. Kandil’den Sincar’a yoğunlaşmak zorunda kalan PKK terör örgütü Türkiye’nin tam saha presi karşısında daha da güneye kaymak zorunda kalacak. Türkiye Suriye’deki varlığını daha da güçlendirerek biraz daha derinlere ilerlemek zorunda olduğunu biliyor. Hapis hayatı yaşadığı sarayında ülkesi üzerinde zerre hükmü olmayan Esad, sözde iktidarını koruyabilmek için Rusya’nın tasmalı hizmetkarlığından vazgeçemeyecek olduğu için yarın ortak çıkarların söz konusu olmasından dolayı, Türk Ordusunun Suriye içinde daha kontrolör olmasından rahatsızlık duymamak zorunda olduğunu görecek. Çünkü Ukrayna’da her gün yıpranan Rus Ordusunun Balkanlar’da Sırbistan’ın istikrarsızlığa düşmesiyle daha da kaotik bir ortama dönüşmesiyle Ukrayna cephesinde zorlanacak.
Türkiye’nin dış politikadaki adımları İsrail’i ve dolayısıyla ABD’yi zorlamakta. Libya’da yaşanan hezimetin yarınlar da Mısır’da da yaşanmasından endişe duyuyorlar. Şimdilik Sisi’yi maşa olarak kullanarak günü kurtardıklarını sansalar da yarınlarda koltuğunu kaybetmek istemeyecek Sisi, kendilerine itaat etmeyen bir düşmana dönüşecek.
Türk Ordusunun hava gücünün eksiklerini bildikleri için F-35 projesinden S-400 bahanesi ile bizleri kapsamdan çıkartan ABD anlayışı şimdilerde F-16 pazarlıkları ile avutma politikasıyle Türkiye ile aleni şekilde karşı karşıya gelmemeye çalışmakta. Lakin Türkiye’nin her an Rusya veya Çin üzerinden eksik gördüğü savaş uçaklarını tamamlama hamlesi gelebilir. Bunu gören İngilizler boş yere pazarlık yapmaya çalışmıyor. Oysa Türkiye’nin de bunca senaryo arasında alternatif projeleri bulunuyor.
Recep Tayip Erdoğan’ın izlemiş olduğu politikaları doğru analiz ederseniz, Türkiye’yi inanılmaz şekilde silahlandırdığını göreceksiniz. Çünkü Gazze’de hedeflerine ulaşmasalar bile Siyonist İsrail Türkiye’ye savaş ilan etmek zorunda kalacak. Aslında örtülü bir savaş zaten devam etmekte. Ana muhalefet partisi CHP genel başkanı Özgür Özel’in Hamas’a yaklaşımı sıkıntılı gibi görünse de, Filistin politikası için “BİZ TÜRKİYE PARTİSİYİZ” diyerek, Erdoğan’ın Filistin politikasına dolaylı destek vermektedir. Erdoğan’ın politikasında Hamas’ın başlatmış olduğu saldırı sonrasında direnen Filistinliler’e her şekilde yardım ederek, onları güçlü tutmak var. Filistin direnişi kırılmadıkça İsrail’in yapacağı her farklı eylem İsrail’in çöküşünü hızlandıracak. İsrail yönetimi bu yüzdendir Gazze’ye saldırırken, olası destek noktaları olan yerlere de saldırılar gerçekleştirmekte. Bu da İsrail güçlerinin aslında odak sorunu yaşamasına, psikolojik avantajları yitirmesine sebep oluyor. Cephesini ne kadar genişletirse o kadar çöküşü hızlanacak. Bunu bildiği ve gördüğü halde bu saldırıları çok güvendiği müttefiklerinin gücüne güvenerek yapmakta lakin o müttefiklerinin de Ortadoğu’da farklı hesapları var. Ortadoğu’da Türkiye’yi yanına alamayanın hedefine ulaşma şansı olamaz.
Müttefik gibi gördükleri Fransa’nın önce Libya ve Afrika’da beslendiği damarları kesmeyi başaran Türkiye, Fransa’nın destek oluşturma iradesini açıkça kırdı. Akdeniz’e soktukları en donanımlı savaş gemileri ile bağlarını kopardıktan sonra Fransa, olası İsrail Türkiye kapışmasına dalabilecek irade gösteremeyecek. Zaten Emanuel Macron’un 2025 gelmeden ortadan kaldırılabileceğini öngörüyorum. Bu bir kehanet değil, sadece bir öngörüdür. ABD’de yaklaşan başkanlık seçimleri konusunda da, ülkemizde besleme havuzlarından kalemlerini sallayanlar Trump övgücülüğü üzerine kurgulanmış durumdalar. Oysa geçmişte yaptığı hataları bir daha yapmayıp, sistem dişlilerine biat etmek üzere seçime girecek bir Trump gerçeği var. Kamala Haris’in yaklaşımı malum. Seçimi hangisi kazanırsa kazansın, Siyonist politikaların hizmetkarlığı için çalışmak zorundalar. Aksine kalkışan her kim olursa sonu Kennedy gibi olacaktır. Bu da Siyonist sistemin inşa etmek istediği yeni dünya düzeni aşamasında Amerika Birleşik Devletinin dağılma sürecine kadar yansıyacak. Çünkü Siyonist sistem kabala sistemi üzerine kurguludur.
Daha fazla uzatmadan son cümlemi kurayım. İsrail, İsrail ile birlikte ABD’yi bölgede kaybetmekten başka kader beklemiyor.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)