Makalenin düzenlenmesi ve ayrıştırılması devam ediyor! İÇERİK Temel Tez SORU VE CEVAPLAR Temel Tez Şubat 06. 2023 de Türkiye’nin Güney Doğu Anadolu’daki 11 eyaletinde ve Suriye’nin Idlib ve Halep eyaletlerinde..
Şubat 06. 2023 de Türkiye’nin Güney Doğu Anadolu’daki 11 eyaletinde ve Suriye’nin Idlib ve Halep eyaletlerinde başlayarak büyük hasara ve geçici resmi rakamlara göre 50.000, gayri resmi tahminlere göre civarında 200.000 insanın ölümüne sebep olan depremlerin yeraltında patlatılan atom bombalarıyla yapıldığını kolay anlaşılabilecek soru ve cevap şeklinde açıklamaya çalışacağım. Bilgiler ve açıklamalar zamanla dahada yoğulaşıp geliştirilecek.
Birçok soru deprem ve kurtarma çalışmaları esnasında sosyal medyada iletişimde bulunduğum, henüz konuya hakim olmayan insanlardan geldi ve ben mümkün olduğu kadar bu ve benzeri soruları burada cevaplıyorum ki bilmeyenleri anlayabilecekleri seviyede yakalayıp, bilgi edinmelerini kolaylaştırayım. Bu ana makaleyi kısa tutmak için uzun veya daha uzayabilecek cevapları ayrı sayfalara yazıp ve burada linkledim.
Değerli Okuyuclar,
yıllardan beri korktuğum Türkiye’nin başına geldi, ama henüz ana hedefe tam vurulmadı. Bu ana hedef İstanbul olacak. Belki bu yolda benzeri bir depremi önce başka bir yörede daha yapacaklar. Sizlerde izlediğiniz gibi depremler durmuyor, ne kadar seçim kampanyası ile ana akım medyada deprem haberlerini gölgelesede.
Ben en geç 2016 Ege depremlerinden beri bu konuda birçok bilgi sahibi olması gereken Türkiye’de yaşayan siyaset, mühendislik, medya ve bilim insanlarını resmi iletişim imkanları ve şahsi görüşmelerle uyarmaya çalıştım ve makale yazdım. Görüştüklerimin arasında 3 tane değişik üniversitelerde görevli Jeolog var. Genel halkın bu konularda derin bilgi sahibi olmasını bekleyemem, ama uzman sıfatıyla gezen ve aslen toplumu bilgilendirmesi ve uyarması gereken kişilerin kör cehaleti, korkaklığı ve beceriksizliği bütün Türkiye toplumunu cehalet karanlığında ve savunmasız bırakıyor. Bu diplomalı cahil, zararlı ve sorumsuz sözümona uzmanların hepsine lanet olsun!
Bu yüzden hiç kimsenin bilgi edinmeme lüksü yok artık. Herkes burada verilen bilgileri incelemek ve anlamak zorunda. Bilgi insanlık onurdur. Yapay felaketler ölüm getirse bile en azından nedenini bilmek bir mecburiyettir. Herkes ölür, ama herkes neden öldügünü bilmez!
Sadece bu konuda bilgisiz olanlar ve araştırmayanlar “görmedik”, “anlamadık”, “kabullenemedik” diyebilirler. Bir kere olaya ciddi bakan bunu yapamaz. Burada verilen bilgileri kavrama ve kabullenmedeki tereddütler bilgi eksiklikleri giderildikçe ordadan kalkacak.
Ben sadece bildiklerimi bildiriyorum. Kimin bunu kavradığı veya kavramdığı benim sorunum değil Ben başkarının aklını, korkularını, bilgi seviyesini ve araştırmasını belirleyemem. Herkes kendinden sorumlu. Ben bildiğimi ve anladığımı sunuyor ve savunuyorum. Bu bilgileri verirken kutuplaşmıyorum, diğerleri yanlış bir varsayıma sarılarak cinayeti görmemeye çalışıyorlar. Siyasi ve dini yönler beni ilgilendirmiyor. Sunduğum bilgileri herkesin edinmesi zorunlu.
Ölenler öldürüldü, doğal bir felaketin kurbanı olmadılar. Ben kimseyi yalan söyleyerek teselli etmiyor, gönlünü almıyor, kandırmıyorum ve duygularını sömürmüyorum. Bunu ister kabullenin veya kabullenmeyin, ister beğenin veya beğenmeyin, ister korkun veya korkmayın, ister beni dinleyin veya dinlemeyin. Makalelerimi okuyan herkesin ciddi, olgun, kendinden sorumlu ve zihnen ve ruhen güçlü olmasını bekliyorum. Böyle olmayanlar lütfen okumasın. Yaşadığımızın vehameti bunu gerektiriyor.
Ben diğer insanların olanları kavramakta zaman kaybederek, daha büyük bir yapay depreme imkan sağladıklarından eminim, çünkü yıllardan beri bunun üzerine yazıyorum ve bir sürü sorumlu olması gereken insanları uyarmaya çalıştım. Toplum her depremi doğal kabullendiği sürece depremleri yapan düşman hedefine varana kadar devam edecek.
Sahiden yüzlerce atom bombası PNET in öngördüğü mesafe ve saniye farkıyla sırayla patlatıldı. Her atom bombasının tam etkisine giren binalar tuz buz oldu.
Ben burada sadece bir tekil sorun üzerine kitap yazmıyorum, mümkün olduğu kadar kısa ve çabuk okunacak şekilde, ayrı fakülterinden gerekli bilgileri birlestirerek nedensel bağlantıları sergiliyor ve anlayışı kolaylaştırmaya çalışıyor ve okuyucuların düşünmesini ve araştırmasını teşvik ediyorum. Bu yüzden lütfen bütün yazdıklarımı verdiğim ana ana ve kendi bildiğiniz ve bulacağınız başka kaynaklarla tastikleyin. Bana inanmayın ve güvenmeyin. Kendiniz bilgi edinin ve kendinize güvenin. Herkesin az çok değişik alanlardan bilgisi vardır. Benim sunduğum eksik bilgileri tamamlamaya ve yanlışları düzeltmeye hizmet etsin.
Düşünmekten korkmayın, korku Sizin daha fazla ve daha çabuk düşünmenizi tetiklesin! Beraber toplumsal bilinci güçlendirerim, çünkü bugünki küreselci canavarların gücü toplumsal bilinçsizlikten besleniyor. Bilinki, Küreselcilik Nasyonalizm’in tersi, küresel kardeşlik ve barış değildir, aksine Nazi tipi Nasyonalizm’in küresel çerçeveye genişletilmesidir! Artık gerisini Siz düşünün!
Verilen hiçbir bir bilgi gizli değil veya gizli bir kaynaktan alınmadı, aksine hepsi küresel kamuoyuna apaçık olmasına rağmen, malesef araştıran ve okuyan yok gibi. Bu eksiklik buradaki makalelerle gideriliyor ve gerekli temel bilgiler sorgulanıp cevaplanıyor ve belgelerle delillerle tamamlananıyor. Aklınıza konuyla ilgili burada cevaplanmayan başka sorular varsa yorumlarla veya email (enkidu.gilgamesh@protonmail.com) ile bana iletin.
Bazı sorular ayrı sayfada cevaplanıp burada linkleniyor:
PNET e göre atom bombaları hangi alanlarda kullanıldı ve kullanılıyor?
PNET nin öngürdügü kurallara göre halen atom bombaları kullanılıyormu?
Neden yeraltında atom bombaları patlatıldığı kamuoyunda bilinmez?
Doğal depremler, insani uygulamar dışında, sırf soğal sebeplerden dolayı oluşan depremlerdir.
Yapay depremler insani uygulamalarla oluşan depremlerdir. Yeraltı nükleer patlamaları yapay depremlerin temel sebebidirler. Depremsiz PNE mümkün değil.
Bunu kabullenmek zor olası gerek, çünkü çoğu insan “deprem tetiklemesi” diye bir fikre inanmak istiyorlar. Sanki tetikleme yapay olsa bilse, deprem doğal kalabilirmiş gibi.
Bu tabiki mümkün, ama atom bombaları patlatarak fay hatlarını kırmak, bununla oluşan depremi doğallaştırmaz!
Atom bombaları veya herhangi başka bir yöntem kullanarak sebep olunan bütün depremler yapaydır!
Fay hattı haritaları çizerek yapay depremleri doğal gibi göstermek bir yanıltma yöntemidir.
Doğal ve yapay depremler arasındaki farkı ve gaz ve petrol sondajı ve üretimi arasındaki bağlantı izlenerek etki ve tepkiyi görmek basittir.
Bakın bu atom bombalı depremde izlenenler doğal depremde olmaz:
Sürtüşme ve kırılmayla gama ışını oluşmaz, ancak röntgen-ışını oluşabilir. Gama ışını nükleer patlama olmadan oluşamaz ve sadece gama ışını sert maddeleri aşıp yerden çıkabilir. Bu yüzden yerden göğe aydınlanmalar sadece nükleer patlamayla oluşan gama ışınlarıyla olur. Bunun başka bir fiziksel açıklaması yok.
Bombardıman derinlikleri gözününe alındığında, ne kadar kalın bir yer kütlesinin aşılması gerektiği daha iyi anlaşılabilinir. PNET anlaşmasına göre bazı örnek derinliller ve atom bomba gücün yukarıdaki “4. PNET kuralları nedir?” sorusunda açıklandı.
Bu Tweet sahibi depremlerden sonra X tarafından sansürlerip engellendi!
Elke Richter (@RichterDtld) February 7, 2023
Türkiye’deki deprem, Türkiye’ye yönelik bir NATO veya ABD cezalandırıcı operasyonu (HAARP) gibi görünüyor.
Video, depremlerde normal olmayan ancak askeri operasyonlarda her zaman meydana gelen yıldırım çarpmalarını gösteriyor. #Deprem#Türkei#Syrien#Irak#Iran#Italien#Deutschlandpic.twitter.com/Dg8C9oxSNa
— Elke Richter (@RichterDtld) February 7, 2023
HAARP ve deprem arasında bir “geçerlilik tezi” sadece HAARP’ın tam ne olduğunu bilmeyenler için var. HAARP adıyla anılan radar sistemleri menkul ve gayri-menkul olarak küresel çapta kullanımdalar ve yüksek frekanslı radyo ışınları ve hiper-ses üretirler. Bunların iki temel kullanım alanı vardır:
Açık veya gizli savaş esnasında İonosferi etkiliyerek radyo iletişimini iyiliştermek veya kötüleştirmek için.
Troposferdeki yapay ve doğal nem kitleleri ve rüzgarlarını etkileyerek iklim kontrolü ile küresel su idaresi için.
İklim kontrolü çok geniş bir konu. Ben bunun üzerine daha çok İnglizce ve Almanca yazıyorum, ama birkaç Türkçe makalemde var. Türkiye bu yöntemlerle kurutuluyor. İsterseniz makalelerime bir bakın.
İklim kontrolü ile iklim değişimi nedir, kim yapar, kime yarar, kime zarar verir?
https://ezberbozanmedya.com/iklim-kontrolu-ile-iklim-degisimi-nedir-kim-yapar-kime-yarar-kime-zarar-verir/
Kuraklığın sebebi yapay bulutlardır! Lütfen kendiniz izleyin ve inceleyin!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/kuraklgn-sebebi-bu-yapay-bulutlardr.html
Suudiler neden Suriye, Irak ve Yemen’e saldırıyor?
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/suudiler-neden-suriye-irak-ve-yemene.html
HAARP’ı bilmeyenler diyorki “Yüksek iyonosfere etki eden frekansların yer altında hangi elementlerle iletişime geçeceğini bilemeyiz.” Bilmiyorsanız bri uydurmayın! HAARP’i hiçbirşey bilmeden hayali varsayımlarla büyütüyor ve deprem mankinesine çeviriyorlar.
Bir kere İonosfer’in ne olduğu bilinmeli. Güneş’ten sürekli hızlı ion rüzgarları dünyanın üst atmosferine çarpar ve buradan ionlar atmosfere girer. İonize olan atmosfer bölümlerine İonosfer denir. İonosfer kendine özgü bir katman değildir. Üst Startosfer’den Mezosfere’e ve hatta Termosfer’e kadar ionlar birikir.
The Earth’s ionosphere Layers
David Erickson, Dec 12, 2011
Kıtalar üzerinden uzun mesafeli radyo iletişimi dünyadan gönderilen radyo ışınlarının belirli bir açıda İonosfere çarpıp yerüstüne geri yansımalarıyla yapılır. HAARP radarlarıyla bu iletişimi bozmak mümkün, ama HAARP radarlarının gönderdiği eneji ionosfere gelen enerji miktarına göre çok küçüktür. Kısmi etkileme yapabilir, ama bunun yerüstüne ve deprem olabilmesi için yeraltına bir etkisi olamaz. Yani HAARP sinyalleri ancak radyo ve televizyon yayınını kesebilir, ama “fay tetiklemek” için gerekli enerji kapasitesine sahip olamazlar.
Düşünün Siz Türiye’de denize bir çakıl taşı atarak okyanusların taşabileceğini varsayabilirmisiniz? HAARP sinyalerinin deprem yapma ihtimali bu çakıl taşının ürettiği dalgalardan daha zayıf.
Bu patlamaların fay hattı ile ilgisi yok. Fay hattı mantıklı bir anlatım kabul edildiği için inandırıcı geliyor ve propaganda aracı olarak kullanılıyor. Bu patlamalar ve deprem yapay olduğu için, fay hattı üzerine laf düzmek sadece dikkat dağıtmaya yarıyor. Bunun başka bir anlamı yok. Televizyanlarda “500 yıllık biriken enerji” diyen diplomalı cahiller bu toplumsal cehaletin temel sorunudur. Sizin “fay hattı” zannetiğiniz bombaların yerlatında yerleştirildiği güzergahlardır.
Atom bombası ile gerçekleşen depremin fay hattına ihtiyacı yok. Yani bombanın patlatıldığı yerde bir fay hattı kurgulamanın bir anlamı yok. Tabiki her sert kütlede bir gerilim vardır. Ve bu gerilim bir patlama ile çözülebilinir, ama bu illede deprem yapmaz, hatta potansiyel depremi engelleyebilir. Yani “tetikleme” dediğiniz, gerginliği kaldırır, artırmaz.
Atom bombaları doğal bir kırılma hattına yerleştirilmiş ve patlatılmış olsa bile, bu onların etkisini doğallaştırmaz!
Ben gerçek doğal depremleri redetmiyorum, sadece yapay depremin doğal deprem olamayacağını söylüyorum. Doğal depremler var, ama bu ve benzeri depremler ve tsunamiler doğal değil ve yapıldıkları her yerde gaz ve petrol üretimi için yapılan sondajlarla bağlantılılar.
Yapay bir depremlede arazide kırılma, çatlama ve yarılma olabilir, ama bu o çatlamanın doğal fay hattı olduğunu göstermez. Yeraltı bombardımanı olmadan o bölgede belki hiçbir kırılma ve çatlama olmayacaktı. Yeraltı atom bombardımanı sağlam ve doğal bir “fay hattı” hiç olamayan bir bögeyide sarsıp, kıra, yara, kaydıra ve çökertebilir.
Video of the fault of the earth’s crust after the earthquake in Hatay. Turkey pic.twitter.com/x8nWXb62pi
— BRAVE SPIRIT🇺🇦 (@Brave_spirit81) February 19, 2023
Yapay ve ve doğal depremin yüzüstü görütüsü yer yer aynı olabilir, ama önemli olan farkı görmekte. Bunun için ben yapılan videoların ve konuşmaların bir kısmını toplayıp konuya uygun makaleme ekleyip açıklayacağım.
Mesela burada patlam merkezinden yayılan bir yarılma var. Merkezde toprak ve kayalar tuz buz olmuş. Ölçülse radyasyonun bu merkezde çevreye göre çok yüksel olduğu tespit edilebilinir.
“Deprem uzmanları bölgede 3 metre kayma olmuş diyorlar,Peki patlama sesinin duyulduğu bu noktada neden bu kadar büyük bir kopma oluşmuş ve çok büyük kayalar un ufak olmuş?
Bakın köylüler ne diyor,deprem öncesi patlama oldu ve dumanlar yükseldi!” pic.twitter.com/r31qLsIsif— Yargıç Harmankaya (@Yargicharmankya) February 16, 2023
Yapay bir “tetikleme” varsa, bütün etkileri (deprem, tsunami, kayma, yarılma, radyasyon) yapay olur, doğal olamaz.
Depem Türkiye Patlama sesinin duyulduğu noktada tuzbuz kayalar ve cöküntü 230216
Enkidu Gilgamesh
Sanki değil, sahiden bu bir atom bombasının patlatıldığı noktadır, ama patlama yer altından gerçekleştirilidi!
Zeytin tarlası ortadan yarıldı!
Show Ana Haber, Feb 11, 2023
Konuyu bilmeyenlerin tahmin ettiğinin aksine atom çok masraflı değil. Derin yeraltı madenciliğinde atom bombalarının kullanımına teknik ve ekonomik bir alternatif yok. Mesela dinamitten en az 15 kat daha ucuz. Bu hesap 1967 de yapılan belgesellerde açıklanyor.
Film Metni: ATOMLU YER ALTI – NÜKLEER KIRIM İLE DOĞAL GAZ – NÜKLEER FRACKING KOMİSYONU 32212
https://ezberbozanmedya.com/atomlu-yer-alti-nukleer-kirim-ile-dogal-gaz-nukleer-fracking-komisyonu-32212/
Film Metni: NÜKLEER BOMBA FRACKING ATOM ENERJİ KOMİSYONU PROJESİ GASBUGGY 27544
https://ezberbozanmedya.com/film-metni-nukleer-bomba-fracking-atom-enerji-komisyonu-projesi-gasbuggy-27544/
“Doğal Deprem sürecine ne oldu?
Tetiklenmedi diyorsun. Oradaki biriken enerji nerede peki bu yalnızca atom patlaması ise biriken enerjiye hiç mi etki etmiyor?“
Ben “tetiklenmedi” demiyorum. Tetiklenen depremin doğal olmadığını ve potansiyel bir doğal depremi tetiklenmeden, sadece güçlü atom bombalarıyla deprem olduğunu ve olabileceğini söylüyorum.
Hiçbir deprem hem doğal, hemde tetiklenmiş olamaz. Doğal deprem tetiklenmeden oluşandır. Tetikleme doğal olmayan derpremin özelliğidir.
Atom bombalarıyla oluşan depremler doğal şartlardan dolayı farklı şekilde etki gösterebilir, ama bu onları doğallaştırmaz.
Anlattıklarımın kavranıp depremin yapay olduğuna ikna olunabilinmesi için önce gama ışınlarının oluşması için atom bombasının patlatılması gerektiğinin bilinmesi lazım. Nötronlar’ın nasıl çözülüp
dönüştüğü üzerine temel nükleer fizik bilgisi olmadan, yapılanları kavramak mümkün değil.
Silivri’de petrol arandığında deprem oldugu biliniyor, ama bunun illede “tetikleme” olaması isteniyor. Yani petrol aranırken neden deprem olduğunu düşünmeden “doğal deprem tetiklendi” deniyor. Neden yapay bir işlemin etkisi “doğal deprem” olsun? Yapay depremi doğal depremden ayıran sebebinin yapay olmasıdır! Bunun mantıken kabullenememesinin arkasında kör cehalet ve korkudan kaynaklanan, gerçek olguya karşı bir zihinsel ve hissel direniş var.
Doğal olan deprem, yapay bir etkinin olmadığı depremdir, yani sadece doğal sebeplerden oluşan depremdir!
Biri bomba patlatarak deprem yapıyorsa, kavrama engelliler bombayı yapay, ama depremi ise illede doğal kabullenmek istiyorlar. Bu tür mantığa ters takıntıya “cognitive dissonance” veya Türkçe “bilişsel uyumsuzluk” deniyor.
Doğal kaynaklar petrolün geçirgen olamayan kaya formasyonları altında uzun bir zaman esnasında birikmesiyle oluşur, ve sadece doğal çatlamayla ve teknik delmeyle veya doğal basınçla veya teknik pomplamayla yeryüzüne çıkar. Kaynak reservlere “konvansyonal“denilir. Doğal petrol kaynakları, asıl rezervlerin sadece çok küçük bir kısmını teşkil eder.
Petrol ve gaz barındıran, ama yeryüzüne bırakmayan kaya formasyonları “ankonvansonal” rezervlerdir ve doğal kaynak değildir. Bunlar sadece “ankonvansyonal“, yani nükleer patlamalarla kaya formasyonlarının mikrosopik parçalanması, ardından su basılması ve yerüstüne pompalanmasından sonra ayrıştırılır.
Petrol ve gazın ana yatağı daha derin kaya formasyonlarıdır, ancak burada mikroskopik damlacıklar halinde kayaların içinde gizlidir ve bir kaynak halinde yeryüzüne çıkmaz. Bu tür rezervler “konvansyonal olmayan” veya “ankonvansyonal” veya diğer bir terimle “tight gas” (sert gaz) olanlardır. Buralardan milyonlarca yıl bir sızma ve birikmeden doğal kaynaklar oluşabilir.
Sert gaz rezervlerini elde etmek için bu kayaların tuz buz haline gelecek şekilde kırılması gerekir, ki böylelikle mikroskopik gaz ve yağ damlacıkları serbestleşsin ve yeryüzüne çıkarılabilinsin. Kayalar kırıldıktan sonra yüksek basınçlı ve biraz sabunsu maddeli ve kuvars kumlu su vererer gaz ve yağ damlacıkları bağlanıp bir yöne sürülür ve yeryüzüne pombladıktan sonra arıtılır.
Kuvars kumu kırılmış kaya içinde mikroskopik açıklıkların kapanmasına engel olur. Sabunsu madde ise gaz ve yağ damlacılarının suyla bağlanmasını sağlar.
Üretim üç teknolojiye sahip ve hakim olmayı gerektirir:
Türkiye belki jeolojik incelemeyi yapabilir, ama dikey ve yatay delme teknolojisine ve nükleer sanayisine sahip olmadığı için, sivil alanda kullanılacak nükleer bomba üretmesi ve hidrokarbon üretiminde kullanması mümkün değil.
Bu yüzden Türkiye derin dikey ve yatay delme ve nükleer patlatma teknolojilere sahip olan devletler ve şirketlerle işbirliği yapmak zorunda.
Bilinen nükleer sanayiye ve atom bombalarına sahip olan devletler şunlardır:
ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Kanada, İsrail, Pakistan, Hindistan, Kuzey Kore
Haberlerde edinilebilinecek bilgilere göre Türkiye ABD, İngiliz ve Kanada’lı şirketlere depremin olduğu bölgelerde sondaj yapmaya izin vermiştir.
Shell to Sign Oil, Gas Contract with Turkey
Nov. 16, 2011
https://www.industryweek.com/leadership/companies-executives/article/21935941/shell-to-sign-oil-gas-contract-with-turkey
“Turkey’s move comes after the Cyprus government struck a deal with U.S. energy firm Noble for gas exploration off the southern coast of the divided island of Cyprus.
Agence France-Presse
Turkey will sign a contract with Shell next week for offshore oil and gas explorations, Energy Minister Taner Yildiz was quoted as saying by the Anatolia news agency on Nov. 16 “We will sign a new contract for oil and gas search both in our soil and waters. We’ll sit at the table with Shell next week,” Yildiz said.”
Turkey seeks partners for shale gas exploration
23 Eylül 2013 15:16
https://www.dunya.com/gundem/turkey-seeks-partners-for-shale-gas-exploration-haberi-222403
“Turkish Petroleum Corporation is poised to explore and produce shale gas in Trakya, while a delegation from the Ministry of Energy and Natural Resources is seeking partners in USA and Canada – countries with shale gas exploration and production. The ministry delegation held a series of meetings with regulatory, supervisory and administrative authorities, hydraulic fracturing companies and professional organizations in those countries. Energy Minister Taner Yildiz said that his ministry was willing to work with companies that are experienced in the field to exploit Turkey’s shale gas potential and added that they would collaborate with Shell in shale gas and oil exploration in Batman and Diyarbakir.”
Aşağıda “new techniques“, yani “yeni teknolojiler” terimiyle gizlenen atom bombasıyla kaya kırılmasıdır! Kaya gazı su basmayla çıkmıyor, kayalar atom bombalarıyla kırıldıktan sonra su basılıyor! Bu bilgiyi aklınıza yerleştirin ve hiç bir daha unutmayın!
Aladdin Middle East Limited: Operations
https://aladdinmiddleeast.com/en/our-activities/
Altinakar-Basakli
Petek
Arpatepe
Resan
Karakilise
Zeynel-Nemrut
Oymantepe (East Sadak)
Gedikasar Birini
Her maden için kayaları atom bomblarıyla parçalamaya gerek yok, ama petrol ve gaz için bu kaçınılmaz. ABD şirketi Aladdin Middle East Ltd., SHELL ve başkaları Güney Doğu Anadolu’da sondaj yapıyorsa bu onların orayıda kaptığını göstermezmi?
Hayır be AKP ve Tayyib Erdoğan’ı övmüyorum, olaya sadece Türkiye ve hükumet açısından bakıyorum. Başka bir parti hükumette olsa sonuç değişmezdi. Hem ABD’nin küresel planları ve hemde Türkiye topraklarında yapılan sondaj çalışmaları bugünki hükumentten ve AKP’den daha eski. Bu nedenle daha önceki hükumetler Anglosakson şirketleriyle anlaşmalar imzalamış, ama bu işlerin gizliliği nedeniyle yeterince bilgi sahibi edinememiş ve kontrol etmemiş olmalı!
Hükümet sorumlularının davranışlarındanda feci bir şok halinde oldukları ve ister istemez sonuçtan sorumlu olmalarına rağmen topluma ne diyeceklerini bilmedikleri görünüyordu. Hele akademik zümrenin ve genel toplumun “doğal deprem” algısının etkisi altında olduğu bir durumda ne diyebilirlerdiki?
Bence isterse daha eski hükumetler anlaşmaları imzalamış olsalarda, bugünki hükumet bu tehlikeyi tahmin etmeli ve önlemler almalıydı.
Mesela sadece Trakya bölgesinde 350 tane gaz kuyusu delindiği belgeleniyor. Bunun için lütfen “20. Türkiye’de kaya parçalamadan petrol çıkmazmı?” sorusuna bakın. Daha büyük ve verimli olan Güney Doğu Anadolu bölgesinde bu rakam çok daha yüksek Özellikle Aladdin Middle East Ltd. bölgede onlarca yıllardan beri çalışmaktadır.
Deprem ile yıkılan hatay.
Daha önce yabancı şirketler Hatay fay hattı üzerine 5 bin metre sondaj kuyusu açmış.
Petrol ve gazı bulmuş.
Ama betonlayıp gitmişler.
Amaçlarının petrol değil, deprem tetiklenecek fay hattı aradıkları ortada.
Fay hattımızı silah olarak kullandılar. pic.twitter.com/2Knqiu0kov— HAKİKAT (@hakikatbilgisi) February 19, 2023
📌Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde 70 küsür NATO üssü ve hemen yanlarında Petrol Arama ve Derin Sondaj Kuyuları var
📌 Pazarcıkta 4 adet kuyu var
📌 Hatay’da 7 adetten fazla pic.twitter.com/QpdqzTQBRY— Murat🇹🇷 (@SenellMRT) February 22, 2023
Karadeniz Sakarya sondaj bölgesinde toplamda 40 kuyu açılacak ve günlük 40 milyon m3 doğal gaz kullanıma girecek. Ilk olarak 2023 Şubat ayında 10 milyon m3 aktif olarak kullanıma girecek. 2025 yılına kadar günlük 40 milyon m3 üretim tamamlanacak pic.twitter.com/ZUC7xfzdbW
— Sinan Öztekin (@_ahlatakli_) June 13, 2022
Mesela 2km derin bir dikey sondaj yerinden değişik yönlere 50 km veya daha fazla delinebilinir. 10 km den daha derine inmek hem teknik ve hemde elde edilebilinecek maden açısından pek hedefli olmaz. Tabiki sırf deney yapmak veya cidden doğal depremi andıracak bir deprem yapmak için 100 MTN (100,000 KTN) e kadar veya daha güçlü atom bombaları 10 km ve altında patlatılabilinir. Teknik olarak bu mümkündür. Patlama derinleştikçe doğal deprem benzeşmesi artıyor, gama ışınlarının ve radyasyonlu maddenin yeryüzüne ve atomsfere erişmesi azalıyor.
Her semtte bir sondaj aleti görülemsine gerek yok. Youtube’da “Kaya Gazı Türkiye” diye ararsanız bir sürü video bulursunuz. Bunların hepsi reklam filimleri, ve sadece su basıncıyla iş yaptıklarını gösterir, yazar ve söylerlerler. Sahiden şirketler sadece bu işlemleri yaparlar, ama ikisinin arasında geri çekilip beklerler. Atom patlamalarının yerleştirilip patlatılmasından ABD devletine bağlı ayrı ve seçkin 200 kişilik bir uzman timi sorumludur, şirketler değil. Uzman timin işlemleri üzerine konuşmak ve yazmak PNET kurallarına göre yasaktır.
Gösterilmeyen, yazılmayan ve konuşulmayan üzerine fikir üretmek mümkün değil. Bu anlatım 1972 den beri standard haline geldi, çünkü halka yerin dibinde atom bombası patlatıyoruz desen, herkes panik yapar, protesto eder ve engel olmaya çalışır. Bu yüzden söylememek bir çözüm olarak görünüyor ve deprem ve radyasyon olduğunda, “doğal felaket” ve “doğal radyasyon” olarak pazarlanıyor. Gerçek uygulamadan habersiz olan halkda bunu yalanları kabulleniyor.
Doğal “fay hatlarında” atom bombalarının patlatılması ile varılan sonuç bu hatların atom bombaları kullanarak yapay kırıldıklarını değiştirmez.
Eğer atom bombaları patlatılmasaydı kesin o anda kırılmazlardı ve doğal olarak belki depremsiz, hasarsız ve ölüsüz, çok uzun bir zamana yayılan yavaş kayma ve kırlmalarla doğal jeolojik değişim olabilirdi.
Neden bu depremin yapay olduğunu atom bombalarının etkilerini, doğal depremden farklarını ve nükleer fizik temel bilgilerini açıklayarak diğer sorularla cevapladım.
Tam bombanın üstünde olan ve bu yüzden yüksek frekanslı titreşime giren binalarda sert maddeler, yani beton ve tuğla tuz buz olur. Bu ilk anda belli olmasada, dokunulduğunda çabuk çözüldüklerinde farkedilir. Videolarda bunun örneklerini görebildik. Patlama merkezinin yanlarındaki binalar devrilir, biraz daha uzak olan binalar sağlam kalır. Bombalar arasında belirli bir mesafe olduğu için güzergahtaki etki farklıdır ve sırayla tekrarlanır.
Her patlamanın bir merkezi ve birde merkezden dışa zayıflayan yayılım alanı vardır. Tabiki etkisi yayılım alanında çok farklıdır. Bu patlamın olduğu alandaki toprak, kaya, mağara ve kum karışımına göre değişir.
Yeraltı nükleer patlamalarda etki 4 ana bölüme ayrılır:
Bunu biraz açıklayan bu Wikipedia makalesine bakabilirsiniz. Orada bir sürü ana kaynak veriliyor:
Underground nuclear weapons testing
https://en.wikipedia.org/wiki/Underground_nuclear_weapons_testing
Hatayda koskoca binalar içiçe çöktü, sanki New York daki 3 büyük WTC binasının çöktüğü gibi.
MOMENT: Dramatic video shows building collapsing after Turkey quake
Kanal13
Premiered Feb 6, 2023
Bu benzerlik desadüf değil, çünkü WTC binalarının hepsi atom bomalarıyla yıkıldı ve bu yıkım yöntemi bina yapılmadan önce New York şehir idaresi trafından kabul edilmişti.
Connecting 911 with Fracking by Radioactivity! Plowshare Program!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/911-fracking-earthquakes-radioactivity.html
“20 km yatay tünel kazılıyor diyorsun buraya bombalar veya patlayıcı düzenekler ne teknikle yerleştiriliyor?“
“Sırayla fay hattı olarak gösterilen bölgeye bomba yerleştirildiğini söylüyorsun. Sana göre o fay hattı değil. İddian bu. Bunu teknik olarak nasıl yapıyorlar onu da anlatır mısın? O kadar uzun bölgeye kolektif olarak bu bombaları sırayla yerleştirmek nasıl mümkün olabilir?“
Yeraltı kuyu ve tünelleri gerekirse çok derin ve çok dahada uzun olabilir, mesela İran’lı teknisyenler 43 km yatay delebiliyor, yani dikey delikle mesela 2.000 metre delindikten sonra, onun dibinden herhangi bir yöne yatay tünel 43 km olabiliyor:
Iran conducts 43-km of directional drilling at oil, gas fields
byCT Report 06/10/2017
https://customstoday.media/iran-conducts-43-km-of-directional-drilling-at-oil-gas-fields/
“TEHRAN: The National Iranian Drilling Company (NIDC) carried out 43,498 meters of directional and horizontal drilling operations at Iran’s oil and gas fields during the first half of the current Iranian fiscal year (started March 20, 2017), said Mehran Alipour, head of the Special Operations Bureau at the NIDC. This amount of directional and horizontal drilling is 16 percent more compared to the preceding year and was carried out in 55 holes, Alipour said.
The horizontal and directional drilling was used in the activity areas of National Iranian South Oil Company, Iranian Offshore Oil Company, Iranian Central Oil Fields Company and turnkey projects of the NIDC, the official said. He further said that horizontal and directional drilling is used to drill erupting wells, drilling a well with multiple branches and drilling multiple wells via an offshore rig as well as drilling in inaccessible areas such as residential regions and drilling on faults. The NIDC drilled about 142.5 kilometers of oil and gas wells the first half of Iran’s current fiscal year. The NIDC owns 73 light, heavy and ultra-heavy drilling rigs, 70 of which are onshore.“
Amerikalılar gerekirse daha fazla yaparlar. Türkiye ile varılan resmi anlaşmalarda sahiden daha düşük hesaplar yapılmış olabilir, ama sonunda ortaya çıkan deprem ve hasar ek bir plan olduğunu gösteriyor.
PNET bombalar arasındaki mesafenin en falza 40 km olabileceğini öngörüyor, ama genelde bu daha kısa olur, mesela 5, 10, 15 veya 20 km.
Bilmeyen için, hele askeri stratejik zorunluluk gerektirirse, bu herhangi bir inşaat şantiyesi gibi görünebilir.
Bir tane 1,5 metre eninde dikey delme (bu 5 metreden 8000 metreye kadar olabilir) tünelinin dibinden istenilen istikametlerde, 50 km veya daha uzun delinebilinir. Ardından sırayla atom bombaları yerleştirilip patlatılır ve gaz ve petrol damlacıkarı serbestleştirilip, sabun benzeri kimyevi madde ve kuvarslı su basılarak bir yöne sürülür ve yeryüzüne pomplananıp ayrıştırılır. Kirli su daha sonra boşaltılan kaya formasyonuna geri basılır. Bütün fracking sanayisi dünyanın her yerinde böyle çalışıyor.
Teksas ve Yeni Meksiko gibi fracking gaz alanlarında bu dediklerimi çok canlı izlemek mümkün:
https://www.google.com/maps/@32.2564619,-103.1973864,905m/data=!3m1!1e3?entry=ttu
Gaz sektöründe yatay delmeye “horizontal drilling” denilir. Bunu daha iyi kavramak için birkaç youtube videosuna bakabilirsiniz.
Horizontal Drilling
Chevron, Aug 19, 2015
Bu tür animasyonlarda nükleer patlama gösterilmez!
Teknik bilgi için buradan okumaya başlayıp lütfen daha başka kaynaklar arayın.
Directional drilling
https://en.wikipedia.org/wiki/Directional_drilling
“A structure map generated by contour map software for an 8,500-foot-deep (2,600 m) gas and oil reservoir in the Erath field, Vermilion Parish, Erath, Louisiana. The left-to-right gap, near the top of the contour map indicates a fault line. This fault line is between the blue/green contour lines and the purple/red/yellow contour lines. The thin red circular contour line in the middle of the map indicates the top of the oil reservoir. Because gas floats above oil, the thin red contour line marks the gas/oil contact zone. Directional drilling would be used to target the gas and oil reservoir.
Directional drilling (or slant drilling) is the practice of drilling non-vertical bores. It can be broken down into four main groups: oilfield directional drilling, utility installation directional drilling, directional boring (horizontal directional drilling – HDD), and surface in seam (SIS), which horizontally intersects a vertical bore target to extract coal bed methane.“
Deep hole drilling
https://en.wikipedia.org/wiki/Deep_hole_drilling
“According to the VDI Standard 3210, deep hole drilling processes are manufacturing processes for the machining of bore holes with diameters between D = 0.2…2000 mm and whose drilling depth is usually greater than three times the diameter. For small diameters, length-to-diameter ratios of up to l/D ≤ 100 can be achieved, in special cases even up to l/D = 900. With large diameters, the l/D ratio is usually limited by the travel or the bed length of the deep hole drilling machine.“
ABD ve Avrupal devletlerinin petrol ve gaz peşinde olmadıkları çok büyük bir yanıltma ve tuzaktır! Onlar sadece petrol peşinde değil, bütün küresel karbon ve hidrojen döngüsüne sahip olmak istiyorlar. Petrol, gaz ve su bu döngülerin sadece birer ara hali. Yani karbonu sözümona kotülerken diğer herkesin elinden alıp karbon ve hidrojen üzerine küresel hakimiyet sistemi kuruyorlar.
Lütfen kendiniz internet üizerinden “Underground Coal Gasification” terimini arayın ve önce resimlere bakın. Orada şematik olarak yöntemi gösteriyorlar. Sema resimlernden kaynaklara gidp tonlarca bilimisel ve teknik makale, yöntem tanıtımını bulacaksınız. Online çeviri kullanarak okuyabilirsiniz.
Bu konuyu şu Almanca makalelerimde açıklıyor ve bir dizi kaynak veriyorum.
“Nachhaltigkeit” durch Geoengineering! Beherrschung des Kohlenstoffkreislaufs! CCS in Japan!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/nachhhaltigkeit-durch-geoengineering.html
Der geschlossene Kohlenstoffkreislauf! Untertage-Vergasung von Kohle! CCS & mehr!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/der-geschlossenen-kohlenstoffkreislauf.html
Her savaşta karşı tarafa azami zarar vermeye çalışılır. Saldıranlar açısından hedef Türkiye toprakları ve insanların zerre kadar kıymeti yok onlar için. Türkiye’yi daha çabuk yıkmak için ekonomik ve sosyal zarar vererek devletin içten çökmesi ve az masrafla yenilmesi hedefleniyor.
ABD’nin temel hedefi Türkiye Cumhuriyeti’ni lağvetmek, çünkü ancak böyle serbestçe Karadeniz sahasına girebilip Rusya’nın Akdenize gidebilmesine engel olabilecek. Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası Montreux Anlaşması (1936) ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurluşunu belgeleyen Lozan Anlaşması (1923) ve bu Cumhuriyet’in varlığı onlar için en büyük engelleri teşkil ediyor.
Türkiye devletinden izin alarak “ankonvansyonal” patlama yöntemleriyle yapay depremle saldrılırken bütün Türkiye toplumu “fay var” dediği ve bu tahribatı savaşsal saldırı olarak algılayamadığı sürece tedbir alınamadan ve olanı açıklayamadan yapay depremli saldrılara devam edilebilinir.
Atom bombası atılmayıp, yüzlerce metre derinliğe yerleştirilerek patlatıldığı için, radyasyonlu maddenin 99% yerin dibinde kalır, ama gaz halindeki radyoaktif Radon maddeesi ince çatlaklardan yavaş yavaş yeryüzüne sızar ve çözülür. Çözüldüğünde “Radon Kızları” denen çok daha zehirli ve radyoaktif maddeler oluşur. Bunlardan bir tanesi Polonyum’dur. Radon Kızları’nın radyasyonu en az 5 kat daha fazladır. Yani bu radyasyon uzun vadeli olacak ve zamanla artacak.
Her ne kadar bu sızıntı yüzdelik olarak az görünsede, patlatılan atom bombalarının sayısı ve toplu gücü hesaplandığında radyasyonun geniş bir alanda büyük olduğu anlaşılılır. Bir 13 KTN lik Hiroşima bombasıyla karşılaştırıldıgında en az 300 tane atom bombası patlatıldı.
Gaz üreten yabancı şirketler ve devlet büyük kazanc elede ederken depremde ölmeyen insanlar radyasyon etkisiyle hastalancak ve acı çekecekler. Radyasyon miktarının artığı tespit edildiğinde ise bunun gaz üretilen bölgelerde “doğal” arttığını söyleyecekler, çünkü aynısını ABD’de, Avrupa’da ve Nükleer Fracking yapılan her yerde yapıyorlar.
TENORM: Oil and Gas Production WastesQuoted at 25.02.2023
https://www.epa.gov/radiation/tenorm-oil-and-gas-production-wastes
“In recent years, oil and gas producers have employed new methods that combine horizontal drilling with enhanced stimulation. These new methods, known as “fracking,” have changed the profile of oil and gas wastes – both in terms of radioactivity and volumes produced. The geologic formations that contain oil and gas deposits also contain naturally-occurring radionuclides, which are referred to as Naturally Occurring Radioactive Materials (NORM):Uranium and its decay products.
“Much of the petroleum and natural gas developed in the U.S. was created in the earth’s crust at the site of ancient seas by the decay of sea life. As a result, these shale, petroleum and gas deposits often occur in aquifers containing brine (salt water).
Produced waters are waters pumped from wells and separated from the oil and gas produced. The radioactivity levels in produced waters from unconventional drilling can be significant and the volumes are large. The ratio of produced water to oil in conventional well was approximately 10 barrels of produced water per barrel of oil. According to the American Petroleum Institute (API), more than 18 billion barrels of waste fluids from oil and gas production are generated annually in the United States.
Produced waters contain levels of radium and its decay products that are concentrated, but the concentrations vary from site to site. In general, produced waters are re-injected into deep wells or are treated for reuse.”
“According to an API industry-wide survey from the 1990s, approximately 64 percent of the gas producing equipment and 57 percent of the oil production equipment showed radioactivity at or near background levels for conventional sites. TENORM radioactivity levels tend to be highest in water handling equipment. Average exposure levels for this equipment were between 0.0077389 – 0.01032 microcoulombs per hour (µC/hr) (30 – 40 microroentgens per hour (μR/hr)), which is about five times background.“
“Listening” to radiation with a microphone
Carl Willis, Dec 16, 2020
Are You Exposed to Radiation? How To Make Your Own Particle Detector (Less Than $5)
The Action Lab, Oct 24, 2017
Uranium decay Series-Radon Daughters.
electrosyl, 21.08.2011
Petrol ve gaz çıkarılan bütün yerlerde hafif veya ağır depremler var.
Depremler yüksek olduğunda üretimi durduruyorlar. Bir örnek Hollanda’nin Groningen gaz yatağındaki deprem yüzünden çevredeki hasarlar.
Fears of new quakes in Dutch gas field as energy crisis bites
https://www.theguardian.com/world/2022/aug/22/fears-earthquakes-dutch-gas-field-energy-crisis
Genel olarak Almanlar bunun farkında değil, ama en geç 1961 den beri Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletinde sürekli yeraltındaki nükleer patlamalarla petrol üretiliyor. Almanya’da, ABD’de ve diğer bütün fracking yerlerinde depremler ve radyasyon var. Mesela Almanya’nın fracking yapılan yöresinde köylerde tek bir ölüm sebebi var, kanser!
Genel Alman kamuoyu bütün bunlardan bihaberdir!
In Deutschland wird der Untergrund seit 1961 “unkonventionell” mit Atombomben gefrackt!
Warum die Kohle “unten bleiben” soll!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/in-deutschland-wird-der-untergrund-seit.html
Haiti, Endonezya ve başka yerlerden örnekler burada.
Earthquake’s for fracking gas & petrol by nuclear demolition of deep rocks in Haiti!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/earthquakes-by-fracking.html
Fracking Colonialism! Vulcanism by Fracking!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/fracking.html
Makalelerde topladığım kaynaklara bakıp ve dahada araştırırnca her zaman deprem ve radyasyon bulacaksınız. Hatta bunu batı devletlerinde kanunen düzenlendiğini öğreneceksiniz. Yani belirli bir deprem seviyesini aşan şirketlere ceza kesiliyor veya üretimleri durduruluyor!
Endonezya, Haiti ve Türkiye gibi yerlerde hiçbir sınır tanımıyorlar. Tabi bunda oralardaki hükumentlerin zayıflığı var. Hasar büyük olduğunda işi “doğal felakete” dönüştürüyorlar.
Bekleyin, Manisa’dada hissedilecek seviyede veya ağır bir deprem olacak.
Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nin Suriye sınırında böyle feci depremlerin yapılmasının arkasındaki hedef sadece petrol ve gaz üretimi değildir. Oradaki nüfusu azaltmak ve bu toprakları Büyük-Kürdistan devletine katma hedefinin olma ihtimali çok büyük.
Unutulmamalıki BOP (Büyük Ortadoğu Projesinin) ana hedeflerinden bir tanesi Büyük-Kürdistan’ın öngörülen sınırlarla kurulmasıdır.
Recep Tayyib Erdoğan bu projenin Türkiye’nin menfaatine kullanılacağını inanığı sürece “BOP’un Eşbaşkanıyım!” demesine rağmen, o ne bu projenin kurucusu ve nede belirleyicisi olmuştur.
The End of the Greater Middle East Project: The Case of Kurdistan
08/26/2019
https://uwidata.com/5067-the-end-of-the-greater-middle-east-project-the-case-of-kurdistan/
The Great Kurdistan about to be created
13.11.2012 By Lyuba Lulko – Pravda Russia
https://ekurd.net/mismas/articles/misc2012/11/state6620.htm
Kurdistan: The state-to-be
10.1.2014 By Peter Lyukimson, Israel. Vestnik Kavkaza
https://ekurd.net/mismas/articles/misc2014/1/state7650.htm
Biriken “fay sıkışması” sadece bir spekülasyondan ibaret, olabilir veya hiç olmayabilir. Nükleer bombaların kullanımı apaçık ortada. Bunun göstergeleri neler?
Işın ile ışın arasında fark var. Sadece atom bombası patlatıldığı anda veya kosmik patlamalarda gama ışınları oluşur ve sadece gama ışınları büyük madde kitlerinden geçebilir. Diğer bütün ışınlar çok daha zayıf enerjiye sahiptirler ve madde tarafından emilirler ve ısı ve kızıl-altı ışına dönüştürürülürler.
İki çeşit petrol ve gaz reservi var.
Biri konvansyonel kaynak, yani bir yerde birikmiş, basınç altında ve delik bulduğunda dışarı çıkan gaz vey petrol. Eğer gaz kaya içindeyse bu kaya formasyonu geçirgendir. Yani delindiğinde veya biraz kırıldığında gaz kendi kendine çıkar. Nasıl doğal ve yapay su çıkarılıyorsa, böyle kuyu kazılarak petrol ve gaz çıkarılabilinir. Akıntıyı tetikemek için dinamit patlatılır. Bunada konvensyonel kırma denilir.
İkincisi konvensyonel olmayan reserv, kaya içerisinde mikroskopik damlacıklar halinde bulunan gaz ve petroldür. Bu kuyu kazmayla falan çıkmaz, ancak o kaya formasyonu paramparça, daha iyisi tuz buz edildiğinde bu damlacıklara yol açılır. Bu kayaların kırılması sadece atom bombaları patlatılarak düşük maliyetle başarılabilinir ve buna “ankonvasyonal kırma” denilir. Sonra kırılan formasyona yüksel basınçlı su basılır. Anlatımda ve açık belgelerde atom, nükleer ve bomba kelimeleri kullanılmaz, yerine “konvensyonel olmayan veya ankonvansyonal patlayıcı” denilir.
Nükleer güçlerin işlem yaptığı alanlarda genelde konvansyonel olmayan yöntemlerle petrol ve gaz üretiliyor, çünkü atom bombalarıyla kırarak hem daha fazla ve hemde daha hızlı üretmek mümkün.
Türkiye’dede ABD, Kananda ve İngiltere şirketleri “sondaj” yapıyor ve bombalarla kayaları kırıyorlar. Yakında üretime geçerlerler. En geç o zaman anlarsınız, ama bu ölenleri geri getirmez.
Mesela Almanya’da bu konu üzerine hazırlanan açıklayıcı bir belge var. Baya ince anlatıma rağmen, atom ve nükleer terimlerini kullanmıyorlar, ama radyasyon ve depreme sebep olunduğunu gizlemeden. “Almanya’da Nükleer Fracking üzerine bilgi varmı?” sorusuna cevap olarak sözkonusu belgeyi tercüme ettim ve buraya linkledim.
Bu konuda yayınlanan belgelerde atom bombalarıyla yapılan depremler inkar edilmez, sadece laf oyunlarıyla küçümsenir. Buna rağmen 06. Şubat’tan itibaren edinilen tecrüberlerle tam olarak alttaki belgeyle açıklanır. Burada kismen tercüme ediyorum. Kendiniz bu belgeleri online çevirerek okuyabilirsiniz. Çeviri kalitesi çok iyi.
İngilizceden: Nükleer silahların etkileri (1977) – Bölüm VI
YÜZEY VE YÜZEY ALTI PATLAMALARIN ŞOK ETKİLERİ
https://atomicarchive.com/resources/documents/effects/glasstone-dolan/chapter6.html
“6.17 Yerdeki şok dalgasının gücü, patlamadan uzaklaştıkça azalır ve büyük mesafelerde akustik (veya sismik) dalgaya benzer hale gelir. Bu bölgede nükleer bir patlamanın neden olduğu yer altı şokunun etkileri, düşük yoğunluklu bir depreminkine benzer. Ancak bugüne kadarki kanıtlar, patlama noktasının birkaç kilometre yakınında meydana gelen küçük artçı şoklar dışında yeraltı patlamalarının depremlere neden olmadığını göstermektedir (§ 6.20 ve devamı).”
“DERİN YERALTI PATLAMALARI¹
YER ŞOKU
6.19 Tamamen kapalı bir derin yeraltı patlamasında hava patlaması çok az olur veya hiç olmaz. Enerjinin büyük bir kısmı patlama noktası çevresinde boşluk oluşturmak ve kayayı eritmek için harcanır (§ 2.102) ve geri kalanı yer şok dalgası şeklinde görünür. Bu şok dalgası dışarı doğru hareket ettikçe ilk olarak krater oluşumuyla ilişkili kırılma bölgesine benzer şekilde kırılmış ve sıkıştırılmış kayalardan oluşan bir bölge oluşturur (Şekil 6.70). Daha uzakta, şok dalgasının daha zayıf olduğu yerde, plastik (deformasyon) bölgesinde zemin kalıcı olarak bozulabilir. Son olarak, patlama noktasından önemli mesafelerde, zayıf şok dalgası (patlama enerjisinin yüzde 5’inden azını taşıyan) bir dizi sismik dalganın öncü dalgası haline gelir. Sismik bir dalga zeminde geçici (elastik) bir yer değiştirmeye veya bozulmaya neden olur; Yer değiştirmeyi takiben orijinal konumun geri kazanılması, genellikle deprem hareketinde olduğu gibi yukarı, aşağı, ileri geri ve yan yana bir dizi titreşim ve dalgalanmadan sonra elde edilir.
ARTÇI ŞOKLAR VE ARIZALI YER DEĞİŞTİRMELER
6.20 Derin yer altı patlamasıyla ilişkili artçı şokların birçoğunun, patlama sonrası boşluk çökmesi ve baca büyümesi olgusuyla doğrudan ilişkili olduğu görülmektedir (§ 2.103). Ancak bazı artçı sarsıntılar bacanın oluştuğu bölgenin birkaç mil ötesinden kaynaklanıyor. Bu artçı şokların genellikle önceden var olan fay düzlemleri² boyunca küçük hareketlerden kaynaklandığı ve doğal gerinim (deformasyon) enerjisinin salınımını temsil ettiği düşünülmektedir. Yüksek enerji verimine sahip patlamalarda artçı şoklar, baca oluştuktan sonra günlerce daha düşük oranda da olsa devam edebilir.”
Yanlış anlamayın, ben doğal depremleri yok etmiyorum. Sadece bu depremde doğal bir sebep aramanın gereksiz olduğunu söylüyorum, çünkü yapay olduğu apaçık ortada. Yani doğal bir sebep arayarak kimsenin kafasını karıştırmak istemiyorum, çünkü diğer insanlar yapay sebebi illede gözardı etemeye çalışıyorlar. Bilgileri, beklentileri, umutları, korkuları ve inançları sadece doğal felaket üzerine kurulu. Bunun sebebi her şeyden önce böyle korkulu bir tezgahı hayal bile etmek istememeleri. Ben bunu kesinlikle desteklemek ve körüklemek ve kimseyi kazanak için kandırmak istemiyorum. Yanlış yönde düşünerek yanlış bir sonuç kurgulamaktan başka birşey yapmıyorlar.
Sivil alanda atom bomba kullanımını ilk geliştiren iki devlet var, biri ABD, diğeri Sovyetler Birliği ve kendi aralarında 1963 ten beri fiili 1976 dan beri resmi anlaşmları var (Peaceful Nuclear Explosions Treaty).
Türkiye NATO üyeliğiyle ve bilateral sözleşmelerle ABD ile müttefik ve ABD şirketleri Türkiye’de binlerce gaz sondaj kuyuları deldiler ve deliyorlar, özellikle 6 Şubat 2023 depreminin olduğu bölgede. ABD dışında Kanada ve İngiltere şirketleri var, ama bu Türkiye’de Fransız, Rus, Çin, İtalyan veya başka bu alanda çalışan devletlerin şirketleri yok.
ABD dışında kendi şirketleri üzerinden yeraltında yerleştirilip patlatılacak atom bombaları ile Türkiye’ye karşı stratejik bir hamleyi hazırlamış olamaz.
Sadece savaş halinde olan onbinlerce, yüzbinlerce insanı öldürebilir! Fakat ABD Türkiye’ye karşı resmi savaş ilan etmiş değil ve Türkiye halkı bu saldırıyı “doğal felaket” die algıladığı sürece ilan etmek zorundada değil. Aksine bu ters algıyı besleyip, “yardım” teklif ederek benzeri ve başka “doğal felaketlerle” devam eder.
Gözardı edilen, ABD’nin bütün Dünya ve özelliklede Rusya ile büyük bir savaşta olduğudur. Bu küresel savaşta Türkiye şu anda kırılması gereken bir engel ve anahtar teşkil ediyor. ABD açısından bu durum Orta Doğuda bir varoluş veya yokolma savaşıdır, am Türkiye ABD’nin menfaatlerine ters davranıyor, çünkü ABD’nin talepleri Türkiye’nin kendi menfaatleriyle uyuşmuyor ve hatta ters düşüyor.
Yapay deprem yaparak, finansal ve ekonomik yaptırımlarla, resmi savaş ilan etmeden ABD her türlü imkanı kullanarak Türkiye’ye saldırıyor. Bunun adı “hibrid savaş“. Yeraltında patlatılan atom bombalı yapay deprem bunun stratejik bir parçası.
Bilemezler, çünkü bir resmi, yani Türkiye’li sorumlu olması gereken şahıslara gösterilen bir patlama planı, birde daha geniş ve daha güçlü, onların haberdar olmadığı bir patlama tezgahı var. Olayı kavrayabilmek için bu iki boyutu ayırmak lazım. Türkiye hükumetinde ve Amerikan şirketindeki Türk idarecilerden hiçbir tanesi tünellerin boyutu, kullanılan atom bombalarının miktarı ve gücü ve yerleşim yerlerinin altında patlatılacaklarından haberdar değillerdi, ama bildiklerini zannetiklerini imzaladılar ve böylelikle bilmeyerek suçta pay üstlendler.
Bu depremle hükumeti hemen deviremedilersede, ki bunun için hazırlardı, en azından muhalefet partilerine yeni bir nefes verdiler. ABD’nin değişmeyen hedefi illede AKP ve Erdoğan’ı devletin idaresinden kovmak ve ardından Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tamamen lağvetmektir. Bu depremle çözülmez görünen bir Gordion Düğümü’nün çözülmesini ve aşılmaz gibi görünen bir engelin aşılmasını umuyorlardı.
İçinde bulunduğumuz durum siyası, akademik ve medya zümresindeki insanların ne kadar kof, cahil ve zararlı olduğunu gösteriyor. Tabi genel toplumda önder gördüğü insanlardan daha haberdar ve bilgili değil ve olanlar olsa bile, ne güçleri ve nede kamuoyuları var.
Onlarca yıldan beri toplumun derin benliğine yerleştirilimiş bir algı var ve bunun unsurları şunlar:
Komplo teorisi kurgusuna uygun olarak sözde kuşkucu olan kesimin inandırıldığı HAARP radyo dalgalarıyla deprem palavrası var. Öne sürülen bu fikrin imkansızlığından dolayı, ona zıt ve daha mantıklı görünen “doğal deprem” algısı güçlendiriliyor. Böylelikle atom bombaları yeraltı patlamaları kimsenin benliğinde yer bulamıyor. Anlatıldığında kimse bunu düşünemiyor ve kavrayamıyor. Sanki herkes hipnoz altındaymış gibi.
Toplumsal algı operasyonu o kadar güçlü ki, olup biteni kavramış olan hükumet mensupları ne bunu açıklayacak akademik ve medya mensupları bulabiliyorlar ve nede bunu kavrayacak toplumla karşı karşıyalar. Bu yüzden bu saldırıyı “asrın felaketi” olarak etiketleyerek toplumsal yanlış algıyı kullanmaktan başka bir çıkar yolu görmüyorlar.
Türkiye’de jeologlar, fizikçiler, matematikçiler ve diğer akademisyenler bilgi sahibi olmaları gereken alanda ve bilgilendirmeleri gerektikleri anda yoklar, aksine hiç bir işe yaramıyorlar ve saldıran gücün algı operasyonunu destekliyerek kendilerine ve toplumlarına zarar veriyorlar. Türkiye’deki akademisyenler tümden diplomalı karacahiller ve bilinçsiz hainlerden ibaret.
Akademisyen zümre bu toplumun beyni olacağına, zihinsizliğiyle bütün toplumu ölüme itiyor!
Türkiye’de insanların bu depremleri “doğal” diye algılaması gerekli tedbirlerin alınmasına engel oluyor. Farklı bir nükleer savaş hali var. Atom bombaları gökten düşmüyor, ama yerin dibinden vuruyor. Şu andaki algı ile atom bombaları gökten düşse bile, gök taşı düştü diye yorumlanacak bir psikolojik durum var, yeterki düşman atom bomblarını taş ile mantolasın.
Bu algının sebebi akademik cehalet, çünkü toplum uzman diye akademisyenlere soruyor, ama onlar gerçekten daha uzak. Bu durum asıl akademik zümrenin felaketidir. Gazeteciler ve siyasiler “Bizi uzmanlar bilgilendirmedi!” diyebilirler, ama akademisyenler çamuru kimseye atamazlar!
Yeraltında tom bombası patlatıldığında birçok radyoaktif maddenin yanında Radon gazı oluşur ve çatlaklardan yeryüzüne sızar. Radon radyasyonla çözülüldüğünde Radon-Kızları
denilen ve 5 kat daha radyoaktif olan maddeler oluşur. Bunu şu anda Türkiye’de tespit ediyorlar, ama doğal depremden Radon oluşurmuş gibi haberle yanlış algı kurgulanıyor.
Deprem bölgesinde radyoaktif gaz uyarısı. 4 kat daha fazla arttı
Yıldız Teknik Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, depremlerin ardından Kahramanmaraş’ta radyoaktif radon gazı seviyesinin normaline göre 4 kat arttığı tespit edildi.
Haber Giriş: 10 Mart 2023 Cuma – 09:55
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/4-kat-daha-fazla-artti-deprem-bolgesinde-radyoaktif-gaz-uyarisi-639458h.htm
“Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından YTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Günay ile KOÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Yalçın, “Deprem Sonrası Radon Gaz Konsantrasyonlarının Belirlenmesi” projesini hazırladı.
Projeyle başvurdukları TÜBİTAK 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı’ndan destek alan Günay ve Yalçın, 9-12 Şubat tarihleri arasında Kahramanmaraş’ın Elbistan ve Ekinözü ilçeleri arasında bulunan Akpınar Köyü’ndeki toprakta saha çalışması gerçekleştirdi.
Yapılan ölçümlere göre, radon gazı seviyesinin depremin ardından 4 kat fazla olduğu hesaplandı.
KAHRAMANMARAŞ VE KOCAELİ’NİN DEĞERLERİ KARŞILAŞTIRILDI
Doç. Dr. Günay yaptığı açıklamada, toprağın yapısında birçok madde ile elementin yer aldığını, bunlardan bazılarının ise radyoaktif olduğunu söyledi.
Radyoaktif maddelerin bozulması sonucunda radon gazının açığa çıktığını belirten Günay, “Radon gazı toprak olan her noktada var. Çünkü toprağın yapısında uranyum, toryum, potasyum bulunuyor. Bunlar ise bozularak radon gazını oluşturuyorlar” diye konuştu.
Radon gazının normalde de yeryüzüne çıktığını fakat deprem esnasında toprak ve kayaçların yapısında bir açılma meydana gelmesi nedeniyle miktarının arttığını anlatan Doç. Dr. Günay, şöyle devam etti:
“DNA MOLEKÜLLERİ VE HÜCRELERE ZARAR VEREBİLİYOR”
“Radon gazı radyoaktif bir gaz, çevreye alfa ışıması yayıyor. Özellikle radon gazının solunmasıyla akciğere geldiği zaman vücuttaki DNA moleküllerine ve hücrelere zarar verebiliyor. Bu durum kansere neden olabiliyor. Bu kapsamda deprem bölgesinde radon gazının tespit edilebilmesi için depremin üçüncü gününde bölgeye giderek radon gazı ölçümlerini yaptık.
Ölçümlerden hemen önce cihazımızı Kocaeli’de test ettik. Kocaeli’nde yaklaşık 10 bin becquerel civarında ölçümler yaptık. Bölgeye gittikten sonra radon gazı seviyesi ölçümlerimiz 35 bin 40 bin becquerel arasında çıktı. Ölçümleri saat başı yaptık. Ölçümlerimizden bir tanesi 43 bin civarında oldu. Kahramanmaraş’ın deprem öncesi ölçümleri elimizde olmadığı için Kocaeli’nde yaptığımız değerlerle karşılaştırma yaptık. Yaptığımız araştırmaya göre, deprem esnasında Kahramanmaraş’ta Kocaeli’ye göre 4 kat daha fazla radon gazı çıkışı tespit ettik. Depremden 1 sene sonra bölgenin normal seviyesini ölçtüğümüzde bölgenin normal seviyesini tam belirleyeceğiz.”
“GAZ BİNA İÇERİSİNDE ETKİLİ OLUYOR”
Artçıların devam etmesi nedeniyle toprakta açılımların sürdüğünü söyleyen Günay, bu nedenle rodan gazının yukarıya doğru çıkmaya devam edeceğini belirtti.
Doç. Dr. Günay, radon gazının açık havada olmasının insana bir zararı olmadığını anlatarak, “Radon gazı bina içerisinde etkili oluyor. Çünkü topraktan binaya sızıyor. Bu çok hafif bir gaz olduğu için binadaki çatlaklardan veya çok küçük kılcallıklardan bile yukarıya çıkabiliyor. Zemin katta, daha alt katta bulunanlara evlerini havalandırmasını tavsiye ediyoruz. Ayrıca vatandaşların radon gazı için açık havada maske takmasına gerek yok” ifadelerini kullandı.“
Türkiye’de yeraltı atom patlamalarından hangi kurum sorumlu?
Deniz dibinde patlatılan atom bombalarıyla tsunami ve deprem olurmu?
Atom bombasının patlamasından depremin yeryüzüne vurmasına ne kadar zaman geçer?
Depremden önce gelen sismik gemilerin görevi depremin etkisini ölçmek ve patlamaların PNET kurallarına uygun yapıldığını tespit ve tastik etmektir. Bu gemiler yanında yerüstü ve yeraltı sensörleri ve yörünge uydularıyla ölçüm yapılır.
Understanding Marine Seismic Surveys
EnerGeo Alliance, Sep 4, 2018
İngilizceden: Dünyanın en büyük petrol araştırma gemisi, 7,8’lik deprem sırasında Yeni Zelanda sularında güvenlik yasasını hiçe sayıyor
Greenpeace New Zealand, 17 November 2016
https://www.greenpeace.org/aotearoa/press-release/worlds-biggest-oil-survey-ship-flouts-safety-law-in-nz-waters-during-7-8-earthquake/
“Dünyanın en büyük sismik araştırma gemisi, Yeni Zelanda sularına vardığında, Pazartesi sabahı erken saatlerde meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki yıkıcı deprem ve ardından gelen tsunami tehdidi de dahil olmak üzere zorunlu AIS güvenlik cihazının iletimini kapattı.
Dünyanın en büyük petrol sahası hizmetleri şirketi Schlumberger’e ait olan 125 metre uzunluğundaki gemi, Pazartesi günü kısa bir süre hariç son beş gün boyunca Otomatik Tanımlama Sisteminden (AIS) iletişim kurmadı.
Gemi, petrol devleri Statoil ve Chevron adına Doğu Kıyısı açıklarında petrol arıyor.“
İnsanoglu Nükleer Fracking’i biliyor ve uyguluyor, 1950 lerden beri, sistemli 1960 lardan beri ve küresel çapta 1991 den beri! Araştırırsanrz hem güncel hemde tarihi bir sürü delil bulabilirsiniz. Ben sadece örnekler veriyorum. Araştırmazsanrz bulamazsınrz, çünkü güncel ana akım medyada bu tür haberler ve bilgiler verilmez!
PLOWSHARE projesi ve atom testleri üzerine belgeselleri izlerseniz atom bombalarının büyük mermi görünümlü olduğunu ve tünellere rahatca girdiğini görebilirsiniz. Fracking için kullanılan bombalar 10 ile 50 KTN civarında ve en azami 150 KTN olabilecekleri için, 5 MTN bombalarına göre çok daha küçükler.
Nükleer patlamalar “manto altındaki katman” da yapılamaz, cünkü manto çok dipte. Petrol ve gaz araması kabuğun üst tarafında yapılır. Yerine göre 1 ile 2 km, bazen 5 km arasında delinir. Mantoya kadar gidilemez. Orası çok sıcak. Manto yaklaşık 40 km derinlikte başlar.
Dünya’nın mantosu
https://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%BCnya’n%C4%B1n_mantosu
“Manto, yer kabuğu ile çekirdek arasında yer alan, derinliğe göre değişen ısıya sahip bir yer katmanıdır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı plastikimsi özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülür. Kalınlığı 2.860 kilometreye yakındır. Ultra bazik kayaç veya ultramafik kayaçlardan oluşur. Dünya’nın en kalın katmanıdır. Ağır olup yoğunluğu 3,5–6 g/cm³ arasında bulunur. Bazı gezegenler, bazı asteroitler ve bazı gezegen uyduları mantoya sahiptir. Sıcaklığı 1900-3700 °C arasında değişir. Yapısında silisyum, magnezyum, nikel ve demir bulunmaktadır. Okyanus ortası sırtlarında oluşan kısmi manto erimesi okyanusal kabuğu, Yitim zonlarında meydana gelen kısmi manto erimeleri ise kıtasal kabuğu oluşturmaktadır.”
8 km ye kadar delinirse 150 KTN tek bomba ile patlatilabilinir. Daha az güçlü atom bombaları daha düşük derinliklerde, tümü 150 KTN i geçmeyecek şekilde, sıra halinde patlatılıyor. Güneydoğu Bölgesi’ndeki depremde yerden çıkan gama ışınlarının atmosferdeki ısınlanma etkisini görerek bunu izleyebildik.
Earthquake’s for fracking gas & petrol by nuclear demolition of deep rocks in Haiti!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/earthquakes-by-fracking.html
Fracking Colonialism! Vulcanism by Fracking!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/fracking.html
Film Transcript: THE ATOM UNDERGROUND NUCLEAR FRACKING OF NATURAL GAS ATOMIC ENERGY
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/film-transcript-atom-underground.html
Film Transcript: NUCLEAR BOMB FRACKING ATOMIC ENERGY COMMISSION PROJECT GASBUGGY 27544
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/film-transcript-nuclear-bomb-fracking.html
Depremler sürekli oluyor, ama Irak ve Suriye üzerine yayınlanan bu tür haberleri izelemeyeler bundan bihaberdir.
M 7.3 – 29 km S of ?alabja, Iraq
2017-11-12 18:18:17 (UTC)34.911°N 45.959°E19.0 km depth
https://earthquake.usgs.gov/earthquakes/eventpage/us2000bmcg/executive
“Tectonic Summary
The November 12, 2017 M 7.3 earthquake near the Iran-Iraq border in northwest Iran (220 km northeast of Baghdad, Iraq) occurred as the result of oblique-thrust faulting at mid-crustal depth (~25 km). Preliminary focal mechanism solutions for the event indicate rupture occurred on a fault dipping shallowly to the east-northeast, or on a fault dipping steeply to the southwest. At the location of this earthquake, the Arabia plate is moving towards the north with respect to Eurasia at a rate of about 26 mm/yr. The two plates converge along a northwest-striking plate boundary in the general vicinity of this earthquake, driving the uplift of the Zagros mountains in Iran. The location of the event and the shallow, northeast-dipping plane of the focal mechanism solution are consistent with rupture of a plate boundary related structure in this region.
While commonly plotted as points on maps, earthquakes of this size are more appropriately described as slip over a larger fault area. Oblique-thrust-faulting events of the size of the November 12th, 2017 earthquake are typically about 65×25 km (length x width).
Over the preceding century, the region within 250 km of the hypocenter of the November 12, 2017 earthquake has experienced 4 other M6+ earthquakes. The most recent of these was a M 6.1 earthquake about 100 km to the south of the November 2017 event in January 1967. In the late 1950s and early 1960s, a cluster of M 6.0-6.7 earthquakes occurred along the plate boundary about 200 km to the southeast of today’s earthquake. In November 2013, a pair of M 5.6 and M 5.8 earthquakes occurred about 60 km south of the November 2017 event. They are not known to have caused significant damage or fatalities. A M 7.4 earthquake in June 1990, 400 km to the northeast of the November 12, 2017 event, caused between 40,000-50,000 fatalities, more than 60,000 injuries, and left more than 600,000 homeless in the in the Rasht-Qazvin-Zanjan area of Iran.“
M 4.7 – 19 km NNE of Ţūz Khūrmātū, Iraq
2023-09-10 21:43:49 (UTC)35.057°N 44.710°E10.0 km depth
https://earthquake.usgs.gov/earthquakes/eventpage/us7000kuw4/technical
“Mag : 4.7 mb
Time: 21:43:49
Depth: 10.0 km
Review Status
Location: 35.057°N 44.710°E“
Iraq reports three earthquakes in Kirkuk, Duhok overnight
Al Arabiya English, Published: 11 September ,2023: 02:05 PM GST
https://english.alarabiya.net/News/middle-east/2023/09/11/Iraq-reports-three-earthquakes-in-Kirkuk-Duhok-overnight
“Iraq’s meteorological and seismology organization reported on Monday the occurrence of three earthquakes overnight in Kirkuk and Duhok.
A magnitude 4.7 earthquake hit 20 kilometers northeast of Tuz Khurmatu in Kirkuk.
A magnitude 4.6 earthquake hit 44 kilometers northeast of the center of Duhok, and an additional magnitude 3.1 earthquake struck northeast of Duhok’s center near the Iraqi-Turkish borders.
The organization said there was no information available of any deaths or material losses.“
“This comes as the world’s attention centers on Morocco which has been struck by the deadliest earthquake in more than six decades with more than 2,100 killed.
Search teams from Spain and Britain are joining efforts to find survivors of the 6.8 magnitude quake that struck late on Friday night 72 km (45 miles) southwest of Marrakech.
Many survivors spent a third night outside, their homes destroyed or rendered unsafe by Morocco’s most powerful earthquake since at least 1900. The death toll climbed to 2,122 with 2,421 people injured, state TV reported late on Sunday.”
Powerful earthquake on Iran-Iraq border kills over 400
By NASSER KARIMI and AMIR VAHDAT , Associated Press
https://globalresilience.northeastern.edu/powerful-earthquake-on-iran-iraq-border-kills-over-400/
“TEHRAN, Iran (AP) — A powerful 7.3 magnitude earthquake near the Iraq-Iran border killed over 400 people across both countries, sent residents fleeing their homes into the night and was felt as far away as the Mediterranean coast, authorities said Monday.
In this photo provided by the Iranian Students News Agency, ISNA, a rescue worker searches debris for survivors with his sniffing dog after an earthquake at the city of Sarpol-e-Zahab in western Iran, Monday, Nov. 13, 2017. A powerful earthquake shook the Iran-Iraq border late Sunday, killing more than two hundreds people, Iranian state media said. (Pouria Pakizeh/ISNA via AP)“
“Iran’s western Kermanshah province bore the brunt of the temblor Sunday night, with authorities saying the quake killed 407 people in the country and injured 6,700. Kermanshah is a rural, mountainous region where residents rely mainly on farming.“
“In Iraq, the earthquake killed at least seven people and injured 535, all in the country’s northern Kurdish region, according to Iraq’s Interior Ministry.
The quake was centered 19 miles (31 kilometers) outside the eastern Iraqi city of Halabja, according to the most recent measurements from the U.S. Geological Survey. It struck at 9:48 p.m. Iran time, just as people began retiring for the night.
It could be felt on the Mediterranean coast, some 660 miles (1,000 kilometers) away.
The earthquake struck 23.2 kilometers (14.4 miles) below the surface, a shallow depth that can amplify damage. Magnitude 7 earthquakes can be highly destructive.
Iranian social media and news agencies showed images and videos of people fleeing their homes. More than 100 aftershocks followed.
The quake’s worst damage appeared to be in the town of Sarpol-e-Zahab in Kermanshah province, which sits in the Zagros Mountains that divide Iran and Iraq.“
“The semi-official ILNA news agency said at least 14 provinces in Iran had been affected by the earthquake. Behnam Saeedi, a spokesman for the country’s crisis management headquarters, told two semi-official news agencies that casualty figures stood at 407 killed and 6,700 injured.“
“The quake could be felt across Iraq, shaking buildings and homes from Irbil to Baghdad, where people fled into the streets of the capital.“
“The Iraqi city of Halabja, closest to the epicenter, was the target of a 1988 chemical attack in which Saddam Hussein’s troops killed some 5,000 people with mustard gas — the deadliest chemical weapons attack ever against civilians.
Iraqi seismologist Abdul-Karim Abdullah Taqi, who runs the earthquake monitoring group at the state-run Meteorological Department, said the main reason for the lower casualty figure in Iraq was the angle and the direction of the fault line. He said the Iraqi geological formations were better able to absorb the shocks.
However, the temblor caused visible damage to the dam at Darbandikhan, which holds back the Diyala River.
“There are horizontal and vertical cracks on the road and in the body of the dam, and parts of the dam sank lower,” said Rahman Hani, the director of the dam.“
“Iran sits on many major fault lines and is prone to near-daily quakes. In 2003, a magnitude 6.6 earthquake flattened the historic city of Bam, killing 26,000 people. The last major casualty earthquake in Iran struck in East Azerbaijan province in August 2012, killing over 300 people.“
Resmi anlaşma varsa, gerekli konuşma bitmiş ve uygulama var demektir!
PNET metninde bu anlaşmanın Atom Testleri anlaşmasıyla (TTBT) bağlantılı olduğunu ve PNET kurallarına uyulduğu sürece bunların atom testleri dışında kalacağını ve serbest olduğunu yazıyor. Yani atom testleri üzerine konuşulduğunda bunların PNET’nin izin verdiği patlamalarla ilgisi yok.
PNET atom patlamaları üzerine konuşulmaz ve onların üzerine yazılmaz. Yani medyada 1972 den sonra hiçbir PNET patlaması üzerine bir makale bulunmuyor. Bunlar “devlet sırrıdır“, etkileri apaçık olmasına rağmen. Biliyorum, gözönünde olanı gizleyebilme mantığını kavramak kolay değil.
PNET kurallarına göre bir patlama birimi 150 KTN i geçmemeli, ama bu 150 KTN sadece bir bombadan ibaret değil, daha küçük birimlerden oluşabilir, mesela 15 x 10 KTN. O zaman bu 15 tane bomba ister beraber, isterse arka arkaya patlatılabilinir, ama arka arkaya ise patlamalar arasındaki fark 5 saniyeyi ve mesafe 40 kilomereyi geçmemeli. Bu yazdıklarıma inanmanızı beklemiyorum, aksine orijinal kaynaktan, gerekirse online çevirterek okunmasını istiyorum.
Testlerde genedle sadece bir tane büyük bomba kullanılıyor ve PNET kuralları geçerli değil. Bu yüzden aşagıdaki patlamada 5,000 KTN lik bir atom bombası kullanıldı. Bu ve daha birçok belgeli testler esnasında oluşan depremi izlemenizi, bu gerçeğin üst bilincinize yerleşmesi için tavsiye ediyorum.
Atomic Journeys Cannikin test (Large atomic bomb in Alaska)
atomcentral, Apr 7, 2013
Lütfen bu makalenin ilk iki bölümünde linklenen sayflara gidip tercümeleri ve gerekliyse ana kaynaklarına gözatın.
Türkiye’de tanınan jeologlar arasında ciddi ve yürekli biri yok. Akademik cehaletin başını çeken Jeolog Celal Şengör’dür. Bu şahıs aynı zamanda iklim konusundada kör cehaletini sergiliyor. Onun dışında kalan bütün jeologlar dahada bilgisiz. Sahsen 3 tane türkiyeli Jeologla konuştum. Bilgi zannetikleri Fracking sanayisinin reklamlarının dışına çıkmıyor.
Celal Şengör “bilime inanıyor”, ama bilmiyor: Atom bombalı deprem, joeofizksel iklim ve Eugenik ile nüfus kontrolü!
https://ezberbozanmedya.com/celal-sengor-bilime-inaniyor-ama-bunlari-bilmiyormus/
Ben sadece bildiğimi anlatıyorum. Karşıt fikir diye birşey yok ortada, sadece sahte-bilimsel ve cehalete hitab eden anlatımlar var. Bunları katiyen reddediyorum.
####################################################################
####################################################################
Alizle TV
@Enkidu Gilgamesh Kardeşim bir kere türkçe kelimelerle gel bana insanlar anlasın, Fracking ya da ‘Hydraulic fracturing’ dediğin işlem hidrolik olarak kırmak. Bu zaten petrol arama bölgelerinde yapılıyor. Bir kere en temel soru işareti şu: Eğer dediğin gibi petrol aramak için kaya kırma işlemi olsa bugüne kadar bu depremlerin sürekli olması gerekir zira habur sınırında bir sürü petrol arama istasyonu bulunmakta. Ama fracking dediğin kırma işlemine geri gelirsek bu Sıvı verilerek yapılır ve yatay gerçekleşir ama bunun en fazla dikey kazılan bölgeden 1.5 2 km yapılabilir diye biliyorum. Soru işaretlerini halen yanıtlamıyorsun:
1- Bahsettiğin gibi aşama aşama olsa bile bunun hiçbir izi ve kanıtı yok yeryüzünde yani 20 km’de bir olsa her semt başı sondaj aleti görmemiz gerekir ve insanlar şüphelenir.
2- Bu tünellere bomba gücünde patlayıcı nasıl yerleştirilecek? Bu işlemler Sıvı bile zor verilip kayalar patlatılarak petrol içinden çekiliyor. Ama zaten her türlü havada kalan ve senin nasıl bunlara ikna olduğunu eminim burada kabul edemeyecek o kadar insan var ki 🙂 Barı son cümleyi yazma. Düşünmesi ve daha çok araştırması karşı tezlere hakim olması gereken SENSİN. Bir kere yer altında yatay tünel kazmak ve bunu manto altındaki katmanda gerçekleştirmek. Hadi bunu da yaptın kimse görmeden yapmak. O kadar çok soru işareti var ki bence sen de araştırmalısın iddia ettiğin şeyi tam olarak açıklayamıyorsun bir yerde çelişkili cevap verdin. Ya çok daha fazla araştır ya da burada eminmiş gibi iddia etme. Çünkü insanları yanlış yönlendirmenin de bir vebali var. Ha iddia de ama kesin bu gibi savunma. “Ben buna inanıyorum” desen neyse karşındakine bilgisiz ya da “araştırman düşünmen gerek” diyecek kadar bir şeyi sahipleniyor ama sorularımı da havada bırakıyorsun her ne kadar cevaplamaya çalışsan da havada kalıyor. İlk verdiğin linkte Erdoğan’a darbe vs. başarısız olunca bu yolu denediler diye başlıyorsn. 15 temmuz’la ilgili ciddi ders alman gerekiyor 🙂 15 Temmuz oldukça başarılı bir başarısız darbe tiyatrosudur. Sonuçları ABD’ye oldukça yaramıştır. Bu saçma analizle başladığın için yazıyı ciddiye alasım gelmese de okudum.
Alizle TV
Verdiğin makalelerden birisinde yazan bu iddialı sözler hiçbir dayanak teşkil etmiyor:
Radioactivity is inevitable during fracking of oil and gas!
Earthquakes are inevitable during fracking of oil and gas!
Tsunamis are very likely during offshore fracking of oil and gas!
3- 20 km’de bir dikey tünel için merkezler kuruluyor diyorsun. Bu merkezleri gören bilen hiç mi bir ipucu yok? 20 km’de bir semt başı demektir. Şantiye olarak paravan olur diyorsun. Her şantiyede proje ismi yazmak zorunda. Bu ülkede herkes salak mı ki görmüyor bunları? Bölgede bir sürü inşaatçı işçi var üstelik. Bu noktada yoğunlaşmak üzere araştırma yapmalısın.
Nükleer depremlerle ABD Türkiye’ye jeolojik, psikolojik, ekonomik ve sosyolojik savaşla saldırıyor!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/nukleer-depremlerle-abd-turkiyeye.html
Olan ve gelecek nükleer bomba depremzedeleri için uyarı!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/olan-ve-gelecek-nukleer-bomba.html
Küresellcilere dalkavukluk eden sahte bilimci, gazeteci ve siyasi hainlere sitem!
https://geoarchitektur.blogspot.com/p/kuresellcilere-dalkavukluk-eden-sahte.html
Celal Şengör “bilime inanıyor”, ama bilmiyor: Atom bombalı deprem, joeofizksel iklim ve Eugenik ile nüfus kontrolü!
https://ezberbozanmedya.com/celal-sengor-bilime-inaniyor-ama-bunlari-bilmiyormus/
YORUMLAR (18)